Özgürlükçü kapitalizm veya sağcı özgürlükçülük olarak da bilinen sağ özgürlükçülük, ekonomiye ve vatandaşların özel yaşamlarına asgari düzeyde devlet müdahalesini güçlü bir şekilde savunan politik bir felsefedir. Bireysel özgürlüğü, özel mülkiyeti ve serbest piyasa kapitalizmini vurgular. Sağ özgürlükçüler, her bireyin kendi emeğinin meyvelerine sahip olma hakkına sahip olduğuna ve devletin rolünün bu hakları korumakla sınırlı olması gerektiğine inanırlar.
Sağ özgürlükçülüğün kökleri, Aydınlanma çağının klasik liberal fikirlerine, özellikle de John Locke ve Adam Smith’in fikirlerine kadar uzanabilir. Bireylerin yaşam, özgürlük ve mülkiyet konusunda doğuştan haklara sahip olduğunu varsayan Locke’un doğal haklar teorisi, sağ-özgürlükçü düşüncenin temel taşıdır. Serbest piyasaların etkili sonuçlara yol açtığını savunan Smith’in piyasanın "görünmez eli" kavramı da bir diğer önemli etkidir.
20. yüzyılda sağ özgürlükçülük Ludwig von Mises, Friedrich Hayek ve Milton Friedman gibi düşünürler tarafından daha da geliştirildi. Sırasıyla Avusturya Okulu ve Chicago İktisat Okulu ile bağlantılı olan bu iktisatçılar, ekonomiye hükümet müdahalesine karşı çıktılar ve serbest piyasanın erdemlerini savundular.
"Özgürlükçü" terimi ilk kez 18. yüzyılın sonlarında William Belsham tarafından baskı karşıtı bir ilkeye atıfta bulunarak siyasi anlamda kullanıldı. Ancak bu terimin, şu anda sağ-özgürlükçülük olarak bildiğimiz siyaset felsefesiyle ilişkilendirilmesi ancak 20. yüzyılın ortalarına kadar mümkün oldu. Bu değişim büyük ölçüde, klasik liberal fikirlerin Demokrat Parti’ye hakim olan sosyal liberalizmden giderek daha fazla farklılaştığı Amerika Birleşik Devletleri’nde meydana geldi.
20. yüzyılın ikinci yarısında, sağ özgürlükçülük, özellikle Reagan döneminde, Amerika Birleşik Devletleri’nde önemli bir ilgi kazandı. 1971’de kurulan Özgürlükçü Parti, o zamandan beri ülkenin üçüncü büyük siyasi partisi haline geldi. Sağ-özgürlükçü fikirler aynı zamanda Avrupa ve Latin Amerika da dahil olmak üzere dünyanın diğer yerlerindeki muhafazakar ve özgürlükçü hareketleri de etkilemiştir.
Büyümesine rağmen sağ özgürlükçülük tartışmalı bir ideoloji olmaya devam ediyor. Eleştirmenler, asgari devlet müdahalesine yapılan vurgunun sosyal eşitsizliğe ve kamu mallarının ihmal edilmesine yol açabileceğini savunuyor. Destekleyenler ise bunun bireysel özgürlüğü ve ekonomik refahı teşvik etmede en etik ve etkili sistem olduğunu savunuyorlar.
Siyasi inançlarınız Right-Libertarianism konulara ne kadar benziyor? Öğrenmek için politik testini yapın.